31 Mayıs 2012 Perşembe

UEFA CEZAYI KESTİ


Uefa tahkimden gelen bilgi tüm Beşiktaş camiasını şoka soktu. Beşiktaş’ın  Avrupa kupalarından 1 yıl men edilmesi bir yana, asıl önemli olan Uefa müfettişinin evrakta tahrifat yapıldığına dair söylemi asıl konu oldu.
Beşiktaş başkanı sayın Fikret Orman CAS’a başvuracaklarını belirtti. Ancak çıkacak sonuç için birçok kimse olumsuz düşünüyor.
Tüm Beşiktaş camiası evrakta tahrifat nedeniyle sorumlunun mahkemeye verilmesi gerekliliğini söylüyor ancak yaptığımız görüşmeler sonrasında gerçek durum ortaya çıktı.
Etrafta dolaşan dedikodular futbolcularla ilgili olduğu. Futbolcuların Uefa’ya şikayet dilekçelerinde alacak günlerine dair tarihsel farklılıklar olması nedeniyle bu tahrifatın olduğu düşünülmekte. Oysa durum çok farklı.
Durum, Beşiktaş’ın süregelen kronikleşmiş hatasından kaynaklanıyor.
Örnek gerekirse, Quaresma için alınırken dayanışma katkı bedeli, yetiştirme bedeli ödenmemiş. Ve bu durum mahkemelik olmuş. Yani itilaflı bırakılmış. Oysa müfettiş bu itilafı kabul etmiyor. Ve Beşiktaş kulübü olarak tüm işlemlerinizde mahkemelik olarak oyalama taktiği yapıyor ve bunu bir finans modeli olarak benimsemişsiniz diyor.
Aslında bu neredeyse Türkiye’de bütün kulüplerin uyguladığı bir yöntem. Ancak Beşiktaş bunu gerçekten bir finans modeli olarak seçti. Faizi ile birlikte öderim mantığı Beşiktaş’ı bu hale getirdi. Şimdi bu durum eski yönetimin bir suçumu yoksa Türk futbolunun suçumu ? Bunun cevabını verecek kişi şu anda futbolun patronu.

24 Mayıs 2012 Perşembe

ELEKTRONİK BEYİN


Türkiye’de ilk şike 1975 -1976 sezonunda yapılmış Hemde kompütür aracılığıyla. Yani olaylar 3 Temmuz başlangıçlı değil. Daha sezonun ilk yarısı bitip, Fenerbahçe en yakın rakibine 5 puan fark atmışken şampiyon olacak takım ve düşecek takımlar belirlenmiş.
Fenerbahçe o sezon yürüyüp giderken şampiyonluğu bir sene önce 1. Lige çıkan Trabzonspor’a kaybetmiş. Ligin ilk yarısını dördüncü bitiren Balıkesirspor’da ligden düşmüş.
Yani neredeyse bir önceki sene yaşanan şike durumuyla aynı. O dönem, Trabzonspor dokuz puan öndeyken, Fenerbahçe yetişmiş ve şampiyon olmuş, 75 -76 sezonunda ise aynısını Trabzonspor yapmış.
3 Temmuzdan bu yana süregelen durumlara baktığımız zaman bunun adı bazı çevrelere göre şike. Hatta bunun böyle olacağı o dönem TRT ekranlarından kamuoyuna duyurulmuş. Yani Trabzonspor’un şampiyon olacağı açıklanmış.
Şimdi bu durumun nasıl olduğunu açıklayayımda, sonra birileri çıkıp o dönemi incelemeye almasın, veya beni ifade için çağırmasın. National Geografic dergisi mart sayısında bir haber okudum. Ege Üniversitesi Bilgisayar Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin başında olan sayın Oğuz Manas, 1975 yılında Trt ile anlaşarak, süre gelen ligin tüm verilerini IBM Sistem/370-125 girmiş ve sonuç Trabzonspor’un şampiyonluğu çıkmış. Bunu TRT ekranlarından duyurmuşlar. Sonrasında tüm spor yorumcuları dalga geçmiş ve sezon sonunda Trabzonspor şampiyon olup, Balıkesirspor ligden düşünce kızılca kıyamet kopmuş.
İşte böyle, yani bu işler için poşet içinde paraya gerek yok. Bir kompütür ve eski sistem delikli kağıtlar yeterli. Bence artık bu işleri bırakalımda futbola dönelim. Çünkü futbolumuz geriye doğru gidiyor.

21 Mayıs 2012 Pazartesi

ORMAN KANUNLARI

Beşiktaş kulübünün yeni başkanı Fikret Orman, başkanlığa seçildiği günden bu yana maddi zorlukları aşmak için formül arıyor.
Öncelikle, futbol takımında ki yıldızların ödemeleri konusunda indirim yapmayı düşünen yönetim kurulu kapalı kapılar arkasında pazarlıklarını sürdürüyor. Ancak, futbolcular bu durumdan hiç mutlu değil. Aldığımız bilgilere göre geçen sene defansın bel kemiği olan Egemen Korkmazş’a % 60’lık bir indirim teklif eden yönetim aldığı olumsuz cevapla ne yapacağını şaşırdı.
Futbolcuların % 20 gibi indirim durumuna sıcak bakmasına rağmen Bank Asya’da oynayan futbolculara verilen ödemelerin kendilerine teklif edilmesi oyuncuların gelecek seneye dair endişe etmelerine neden oldu.
Futbolun başında olan profesyonel yönetici İbrahim Altınsay tarafından yürütülen çalışmaların ters tepme ihtimali ise can sıkıcı. % 60’lık  teklif kabul görmediği takdirde, sözleşmeleri süren futbolcuların ya tazminatları verilerek  ilişikleri kesilecek ve futbolcular serbest kalacak veya eski ödemeleri yapılmaya devam edecek. Bu arada futbolcuların maddi imkansızlıklar ve ödemelerini alamamaları nedeniyle diğer takımlarla görüştüğü sızan bilgiler içinde. Bilhassa Emre Belözoğlu’nun gidişi nedeniyle Fenerbahçe Fernandes’i almak için elinden geleni yapıyor.
Gelecek sezonun yayın gelirlerini borçları ödemek için önceden alan yönetim, yöneticilerden sadece Ahmet Nur Cebi’den destek alması ve diğer yöneticilerin halen istenilen maddi desteği sağlamaması bir sonra ki sezon futbolcuların elden kaçma ihtimalini güçlendiriyor. Seneler evvel, Van Hojidonk yerine Pascal Nouma’yı alan İbrahim Altınsay’ın bu zor şartlarda ne yapacağı bilinmezliğin ilk sırasında.

17 Mayıs 2012 Perşembe

NEREDEN NEREYE


İki derviş varmış. Senelerce aynı sedirde oturup birbirleriyle yarenlik ederlermiş. Birgün, dervişlerden birisi, “ erenler, gel yer değişelim” demiş. Öteki derviş kabul etmiş ve yer değişmişler. Yerleri değiştikten sonra derviş ötekine bakmış ve demiş ki, “ Erenler gördünmü, insanoğlu kuş misali, nereden, nereye. Biraz evvel oradaydım, şimdi burada.”
İşte Beşiktaş aynı misal nereden nereye. Şöyle bir geçmişe bakalım. Alınan yıldızlara bakalım. Gerçi alınmasına hep karşı çıktım ama o yola girdikten sonra, Carew’ler, Quaresma’lar, Almedia’lar sonrasında Erman Kılıç biraz abesle iştigal gibi gözüküyor.
Daha önce teknik adamın, İspanya’nın başına giderken, şimdi, İstanbul Büyükşehir’de. Demek ki, gün geçtikce iyiye doğru değil, yanlışa doğru bir yol var.
Ligler bitti. Artık bir süre dinlenmek zamanı. Ama Beşiktaş yönetimi ve futbol takımı için dinlenme değil, yeni sezona iyi hazırlanma zamanı. Ligi, Bursaspor’un kıyağı ile biraz daha geç açacak. Ama en öenmlisi, eğer Tayfur Havutçu teknik adam olarak kalacaksa takım olmaya yönelik transfer çalışmalarına girmeli. Yok eğer kulağıma gelen dedikodular doğru ise, Samet Aybaba devri başlarsa Beşiktaş devri sona erecektir. Samet Aybaba, Beşiktaş tarihinde oyuncu olarak önemli işler yapmış bir isimdir. Ancak günümüz şartlarında Beşiktaşın başında olacak bir teknik adam değildir. Beşiktaş’ın acil şampiyonluklara ihtiyacı vardır. Bunun yolu ise Alman veya İngiliz ekolüdür. Bu ekolü en iyi bilen Tayfur Havutçu’dan başkası değildir.
Beşiktaş, yeni sezonda başarı istiyorsa tek çaresi Tayfur ile devam etmesi ve inanmasıdır. Yoksa yeni baştan bir yola girmesi, takımın ve yönetimin yolu kaybetmesi sonucunu ortaya çıkaracaktır. İşte nereden nereye. Beşiktaş yönetimi yanlış yolda gidiyor. Benden uyarması. Kulağıma gelenler hiç güzel değil. Ligler bitti, tüm bu söylenenleri her hafta size tek tek yazacağım.

9 Mayıs 2012 Çarşamba

3. OLMA İHTİMALİ

Allahım ne günlere kaldık.
Beşiktaş takımında yapılan bu transferler sonrasında birisi bana gelip Beşiktaş üçüncülük için uğraşacak dese emin olun inanmaz, suratının ortalık yerine tokadı basardım. Üstüne futbolu bilmiyorsun diye dalga geçerdim.
Lakin, Beşiktaş Cuma akşamı üçüncü olup Avrupaya gitmeyi garantilemek için Trabzonspor karşısına çıkacak. Peki Beşiktaş bu hallere nasıl geldi ?
Beşiktaş bu hallere değerlerini, inançlarını, kurallarını yıkarak geldi. Beşiktaş bu hale olmadığı bir şeye dönüşmek istediği için geldi. Ne yazık ki, bütün bunlar olurken biz oturduk, seyrettik ve maalesef alkışladık. 2000 yılında Serdar Bilgili dönemiyle başlayan değişim maalesef alışık olmayan bünyeyi bozdu. Beşiktaş kuralları, kaideleri olan, belirli kriterler doğrultusunda transfer yapan, alt yapıya önem verip, Türk futbolu için çalışan bir ekipken, bir anda rakipleri gibi bol yıldız, ferdi başarıların, ekonominin esiri olma yoluna gidildi. Oysa Beşiktaş taraftarı son kale diyordu. Ancak BJK Plaza 13. Kat başka gördü. Ve sonunda olan oldu. Beşiktaş artık eski günlerine dönemeyecek.
Bunu beklemek boşuna. Beşiktaş’ın asıl sorunu endüstriel futbolu kabul etmeye çalışırken bünyenin reddetmesi. Artık çırpınmaya gerek yok. Ya, teslim olunacak, Beşiktaş yakında Federasyon başkanlığını bırakacak Yıldırım Demirören’in olacak, veya toplu halde karşı çıkılarak, Beşiktaşlılık kazanacak. İki arada bir derede olup kimliğini kaybetmek çok tehlikeli, bunu yaparken elinizde ki her şeyi kaybedebilirsiniz.

8 Mayıs 2012 Salı

ORMAN YANMADAN

Beşiktaş yeni yönetimini seçeli bir aydan fazla olmuş. Kısa bir süre. Ama bu kısa süre içinde sinyaller hiç iyiye gitmiyor gibi.
Karışıklık ve düzensizlik diz boyu. Geçmişten gelenler bir dert, geleceğe yönelik durumlarsa karışık. Fikret Orman yıllar sonra, Beşiktaş’ın en zor zamanında başkanlık koltuğuna oturdu. Borçlar, sorunlar yakasını bir türlü bırakmıyor. Yıllar önce Uefa kriterlerine dikkat edin Beşiktaş’ın başına dert olacak diye yazdım. Ama dinazorların yalakalıkları yönetimlerin işine geldi. Şimdi maalesef Avrupa kupaları hayal olacak gibi gözüküyor.
Borçlar aldı başını gidiyor, hak etmeyene, boş oturana bu kulüp ödeme yapıyor, harcama çok diye yazdım. Akaretlere gelmeden ATM’den millet maşını aldı. Yeni yönetim işi bitireceğim diye yola çıktı ama bence en büyük hayal kırıklığı onlarda yaşandı.
Düşünün yıllar evvel Beşiktaş kulübünü dava edip 400 milyon tl gibi bir tazminat alan, sonrasında sırları ifşa ettiği gerekçesiyle dava edilen, Beltaşla ilgili hakkında dava açılan sayın Uğur Gökhan Sarı Beşiktaş Şirketler Grubu Genel Koordinatörü olarak işe başladı. Ne kadar maaş aldığını yazamıyorum bile. Çünkü asgari maaş alanlar, üç kuruş maaşı üç ayda bir alanları işten çıkartıp tasarruf yapacaklarını zanneden zihniyet neredeyse çıkartacakları kişilerin maaşlarının toplamının iki katı kadar maaşları rahatlıkla verebiliyorlar.
Sayın Fikret Orman’a daha önce yazmıştım. Daha önce rica etmiştim. Dikkat et demiştim. Şimdi tekrar ediyorum. Sayın Orman, birilerinin isteği, birilerinin kulağınıza söylemesiyle değil kendiniz kararınızı verin. Beşiktaş tarihinde ki en şaibesiz ve dürüst kişisi Murat Ülgen’i kaybettiniz, icralar kapılarda, federasyondan yine borç alındı. Aman kayıplar bununla kalsın. Yoksa bu koltuk en fazla beş ay sonra elinizden giderse üzülmeyin.

BEŞİKTAŞLI OLMAK

SEVGİLİ FENERBAHÇELİ KARDEŞİM İSKENDER'İN ÖZÜNE DÖNMÜŞ HALİ

7 Mayıs 2012 Pazartesi

YAM YAM

Ayıptır, günahtır. Rezilliktir, terbiyesizliktir.
Kamil Abitoğlu Allah aşkına söyle sen nasıl bir kişisin. Yazık değil mi? Adam Emre’nin kasıklarına bile isteye vuruyor. Colman yerdeyken tekme atıyor. Senin gözünün önünde oluyor ve sen hiç birşey demiyorsun. Bırak birbirleri yesinler, öldürsünler diyorsun. Bunca yıldır seyrettiğim en rezil maç.
Galatasaray –Beşiktaş maçını bir kenara bıraktım. O maçın artık bir önemi yok. Ama Trabzonspor – Fenerbahçe maçında olanlar Türk futbol tarihinin kara lekesidir. Maç içinde Fenerbahçeli futbolcuların kafasına kaya atsalar kimse birşey demeyecek.
Fenerbahçe bileğinin hakkıyla oynuyor, Trabzonspor dayak atmaya çalışıyor. İşte maçın özeti bu. 3 Temmuzdan bu yana yaşananlar bize şunu göstermiştir. Trabzonspor kendi başarısızlıklarını örtmek için ortalığı karıştırıyor. Galatasaray kimsenin olmadığı ligde şampiyon olmaya çalışıyor, Beşiktaş kendini kaybediyor. Fenerbahçeli futbolcular ise onur mücadelesi veriyor.
Bildiğim ve gördüğüm tek şey, bu maç, Türk hakem tarihine kara bir leke olarak geçecek. Zokora’nun yaptıkları Emre’nin söylediği sözden daha beter. Peki, ey Trabzonlu sen hiç düşünmüyormusun. Senin eski başkanın, Campell’a “ Yam Yam” derken ırkçı değil, senin taraftarın, gelen zenci futbolculara “ Yam Yam” derken ırkçı değil, Emre sahada dediyse ırkçı oluyor. Şimdi kimse konuşmasın. Tüm bu maçın gösterdiği ve anlattığı Fenerbahçe’ye artık kimse birşey diyemez.
Kimse kusura bakmasın, Fenerbahçe bu sene bu mücadeleyi verip en azından ikinci bile olsa, gerçek şampiyondur. Şimdi Beşiktaş berabere kaldı, Fenerbahçe yendi. Arada 1 puan fark var. Hep söylediğimiz gibi Süper Finalin finali olacak.
Cumartesi günü dananın kuyruğu koparken çok bağırmalar olacağı kesin. Şampiyonu belirleyecek takım Beşiktaş oldu. Beşiktaş’ın olmadığı, Trabzonspor’un olmadığı, Fenerbahçe’nin başında bu kadar dert varken Galatasaray şampiyon olamazsa var olan çöküş su yüzüne çıkacaktır.
Haluk Kesim

TRANSFER ŞAMPİYONLUĞU SMS'DEN GEÇER

 Türkiye'de özel televizyon kanalları ilk kurulduğunda birçok ünlü isim bu kanallara alındı. Sunuculuk, diziler, yarışmalar ve en önemli...