Bir zamanlar Beşiktaşlı duruşu vardı. Şimdilerde ise
Beşiktaş’ın Çocuğu.
O kadar çok söylenmeye başladı ki, artık önüne gelen
Beşiktaş’ın çocuğu oluyor. Ancak nedense hep Beşiktaş’ı laf edenler el üstünde
tutulurken, asıl değer verilmesi gerekenler bir türlü görülmüyor.
Şimdi son söylenecek olanı ilk olarak belirteyim.
Beşiktaş’ın çocuğunun kim olduğunu görmek istiyorsanız aynaya bakın. Cebindeki
son parayla FEDA t shirt’ü alan. Rızkını kombiye, bilete veren, aylardır maaş
almadan, kapıda icra memurları bekleyen Beşiktaş çalışanları aslında
Beşiktaş’ın çocuğu.
Birde aslında el altında olan, ve görülmeyen değerler var. Ajax
ve M. United’da eğitim almış. Yıllarca hakemlik yapmış,futbol oynamış, yabancı
dil bilen işletme mezunu, Türkiye’ye getirdiği futbolcular yıldız olmuş bir
değer var Beşiktaş’ın elinde.
Daha önce çalıştığı takımlarda yaptıkları, alt yapı ,
tesisleşme gibi her konuda yaptığı çalışmalar halen takdir edilen bir değer.
Daha önce çalıştığı başkanlardan, eski Kayseri Erciyesspor başkanı Dr. Erol
Bedir’i aradım ve sordum. Söylediği güzel sözleri yazmaya kalksam yer yetmez.
Ama size çok daha önemli bir bilgi vereceğim. Gerçekten Beşiktaş’ın çocuğu,
hizmetinde olduğunu kanıtlayan durum ise, ezeli rakip takım başkanı kendisini
Genel Menejer olarak istemesi ve astronomik bir teklif olmasına rağmen “ Ben
Beşiktaşlıyım gelemem” demesi. Türkiye’de genel menejerlik işini en iyi yapan
kişiler Süleyman Hurma veya Can Çobanoğlu Beşiktaş’a genel menejer
olamayacağına göre, şampiyonluktan başka çaresi kalmayan Beşiktaş’ın gerçek
Beşiktaş aşıklarına yani Ali Reşat Çağan’a ihtiyacı vardır. Ve en önemlisi,
genel menejerin teknik direktörlük lisansı olmaması lazım. Olursa geçen sene
yaşanlar tekrar yaşanır. Sevgilli başkan gözlerine perde çekmesinler yoksa
taraftar seni göremez.