30 Kasım 2012 Cuma

Bir Dayım Bile Yok !


TÜRKİYE'DE lisanslı yaklaşık 25 bin civarında teknik adam var. Ama bizlerin aklına yerleşen 20'yi geçmez.
Her yıl yapılan kurslarla yeni yeni teknik adamlar Türk futboluna kazandırılıyor. Ancak bu isimler ne yapıyor biliyor muyuz?

Futbol takımlarımız belirli isimler üzerinde kısır bir döngü içinde. Anadolu takımları biraz kötüye gitmeye başladığında, Yılmaz Vural veya Hikmet Karaman ismi gündeme gelir. PTT 1. Lig'de bu isimler eski futbolcular olur.

Bir takımı küme düşürse de, kötü sonuçlar alsa da, herhangi bir başarısı olmasa da aynı teknik adamlar kurtarıcı olarak taraftara sunulur. Diğer büyük takımlarda da işin farkı yok. Galatasaray kötü giderse Fatih Terim, Beşiktaş'ta Lucescu, Fenerbahçe'de herhangi bir Brezilyalı teknik adam hep gündeme gelir. Ve tüm takımlar için ortak isim mutlaka Mustafa Denizli olur. Milli takımdan, kulüp takımlarına kadar tümünde kurtarıcı isim O'dur.

Peki bu 25 bin teknik adam nerede? Eğer bu kişiler bir takım çalıştırmayacaksa neden bu kursa katılıyorlar?

Önce bir gerçeğin altını çizelim:

Bu piyasada bir takım çalıştırmak için bilgi ve beceriden çok, tanıdıklarınızın olması önemlidir. Bir başkan, sözünü dinleteceği teknik adam ister. Akşam oturup maçı seyrederken kafasında kurduklarını, ertesi gün hocaya iletip, sonrasında takım sahaya onun istediği gibi çıktığında, bunun gururunu yaşamayı düşler.
Türk futbolunun neden ilerlemediği, başarının neden gelmediği soruluyor. Yanıt aslında basit.

Türk futbolunu yöneten veya yönlendirenler, ahbap-dost ilişkisi yerine hak edene görev verirse bu iş düzelir. Daha da önemlisi, biz ne zaman yurt dışına futbolcu yerine, teknik adam göndeririz, işte o zaman futbolumuz ilerliyor demektir.

Ama yurt dışında maalesef dayımız yok!

22 Kasım 2012 Perşembe

BEŞİKTAŞLI OLMAK...


Antalyaspor maçını seyrederken Mustafa Denizli dönemi aklıma geldi. O zaman rakipler, Beşiktaş nasıl oynuyor anlamıyoruz demişlerdi.

Bende ligin başından bu yana Beşiktaş'ın hangi sistemle oynadığını anlamadım. Hücum var, defans yok. Dikine oynama var, geri dönüş yok. Koşmak var, pres var, gol var ama Beşikktaş ne oynuyor anlayan yok !

Alınan sonuçlara, oynanan futbola baktığımızda uzun yıllardır özlenen, istenen Beşiktaş şu an için sahada.
Artık Beşiktaşlı gol atacağını biliyor. Yenilmeyeceğine inanıyor. Bu çok önemli bir başarı. Bunu başaran ise Samet Aybaba. Tüm oyunculara güven aşılamış. Kendilerine güvenmelerini değil, hocalarının onlara güvendiğini göstermiş. İşte belki bu galibiyetlerin sırrı burada yatıyor.

Holosko geçen sene bu takıma giremeyeceğini biliyordu. Ama bu sene artık yerinin garanti olduğunu, ihtiyaç duyulduğunu anlıyor. Olcay, Necip, Oğuzhan, Ersan, Uğur bu takımda yerlerini garanti görüp tarihe isimlerini kazımak istiyorlar. Fernandes, Almedia artık bu takımda tek yıldız biziz demek istiyorlar. Hilbert belki Beşiktaş'ta futbolu bırakacak.

İşte, şimdilerde alınan başarıların sırrı  bu ayrıntılarda gizli. Samet Aybaba yıllardır beklediği, istediği Beşiktaş teknik direktörlüğünü kolay teslim etmeyecek. Futbolcularına futbolu değil, Beşiktaşlı olmayı öğretiyor. İşte yıllardır eksik olan ruh şimdi canlanmaya başladı.

İleride yenilgiler olacak. Bizler eleştireceğiz. İnanılmaz hatalarla kayıplar, en olmadık sonuçları beraberinde getirecek. Ama bir gerçek var. Beşiktaş futbol takımı Samet Aybaba'yla Beşiktaşlı olmayı öğrenecek.


15 Kasım 2012 Perşembe

FERNANDES...


Bursaspor maçından geriye kalan Fernandes'in sol dizine aldığı darbe sonucunda sakatlanması. Bütün Beşiktaşlılar'a; eyvah dedirten bu durum şu an için bütün planları alt üst etmiş durumda.

Beşiktaş tüm oyun sistemini ve lig planlamasını Fernandes üzerine kurduğu için böyle bir sakatlık can sıkıyor. Ligin başından bu yana oynanan oyuna baktığımızda topu ileriye taşımakta sadece Fernandes kullanıldığı için bu oyuncunun olmaması hücum gücünde büyük kayıp yaratacak gibi gözüküyor.

Bursaspor maçı sonrasında meydana gelen sakatlık aslında bunun nedeni. Çünkü Fernandes tek başına yapması gerekenden fazlasını yapıyor. Geçen sene yanında bulunan oyuncular nedeniyle dinlenerek oynayabilen oyuncu bu sene büyük bir hırsla oynayan takım içinde kendini FEDA ediyor. Oysa Samet hocanın Fernandes'i uyarması, oyun içinde belki gelişmiş bir Alex olarak kullanması bu sene umulduğundan daha iyi yere gelinmesini sağlayabilir.

Fernandes'in gol yollarına girmesi, pasör özelliğini ayağında top tutmadan yapması gerekirken maalesef gücünü sonuna kadar kullanıyor. İşte bu güç kullanımı sonrasında sakatlık olarak ortaya çıkabiliyor. Böyle devam ederse bu durum karşısında Fernandesin takım içinde kalması zor olacak gibi. Kendine çok dikkat eden bir yapısı var. Futbol hayatına zarar verebilecek b ir durumla karşılaşırsa bunu riske etmez.

Samet hocanın söylediği " takımı tutamıyoruz" lafı çok doğru. Kaybedilen puanlarda bu yüzden. Artık takımın durabilmeyi bilmesi şef olarak Fernandesi dinlemesi gerekiyor. Takımdaki diğer oyuncuların Fernandesin gücüne güç katması gerekiyor.


3 Kasım 2012 Cumartesi

DOĞRU YOL, EĞRİ SİSTEM


Kasımpaşa maçından sonra anlamadığımı yazmıştım. Alınan galibiyet, sorunların üstüne sünger çekiyor, bu sünger kaldırılmadığı sürece Beşiktaşlı çok kahrolur dedik ve sonrasında Ofspor karşısında az kalsın " Bir of çeksek karşı dağlar yıkılır" denecekti.

Oynanan maça iki yönlü bakmak lazım.

Öncelikle Samet hocanın Ofspor karşısına sadece yedek takımla çıkması çok doğal. Çünkü böyle maçlarda yedekleri görerek zorlu süreç için oyuncuları diri tutmak adına önemli sınavlar. Ancak, Beşiktaş'ın bu sefere küçülme politikası maalesef A takım'ın bile üst düzey olmaması nedeniyle yedekler 3. lig oyuncusu kıvamında.
İlk yarıda oynanan oyun ve sonuç bunun kanıtı. Ancak, ikinci yarıda oyuna giren iki oyuncu maçın seyrini tamamen değiştirdi. Yani, Ofspor'a iki Portekizli yetti, arttı, çok bile geldi.

Diğer bir yönden bakarsak.

Beşiktaşın seneye Avrupa kupasına gitmesi için ligde iyi bir sonuç alma ihtimali bu oyun tarzı ve anlayışı, oyuncu kalitesiyle zor gözüküyor. Bunun için tek şanş, eleme usulü kupa maçları sonucunda oynanacak bir final. Bu nedenle Samet hocanın, as kadro ile mücadele ederek, en azından böyle maçlarda oyun anlayışını tam olarak yerleştirmesi ve kazanılacak paraları kasasına koyması gerekiyor. Düşünün, olası bir elenme durumunda Beşiktaş'ın bütün hedefleri bitecekti.

Beşiktaş yönetimi devre arasında transfer yapacakları dedikodularını yayıyor. Oysa para olmadığını yedi düvele söylerken, bahsi geçen isimleri kadrosuna katması zor. Katsa bile onlara ödeme yapması daha zor.
Beşiktaşlı bu senesini heba edecek, önemli olan bu kadrodan bir veya iki genç çıkarsa ne ala. Yoksa çıkmak yerine twitt atarlarsa, rakiplerden Beşiktaş'a koca bir haha...


TRANSFER ŞAMPİYONLUĞU SMS'DEN GEÇER

 Türkiye'de özel televizyon kanalları ilk kurulduğunda birçok ünlü isim bu kanallara alındı. Sunuculuk, diziler, yarışmalar ve en önemli...