30 Mayıs 2013 Perşembe

Taşın Altı...

  Serdal Adalı adaylığını açıkladı.

  Fikret Orman, baskın bir seçim yaparak görev süresini uzatmak için böyle bir yönteme başvurduğunda karşısına aday çıkmayacağını düşünüyordu. Ancak  Adalı'nın adaylığı tüm planları alt üst etmiş gibi gözüküyor.

  Yıldırım Demirören'in istifası sonrasında tüm camianın ortak ismi olarak gözüken Adalı'nın şu an seçime girmesi ve arkasına aldığı bu rüzgar seçimi kazanma ihtimalini yükseltiyor.

  Bu durum karşısında sayın Orman ve destekçilerinin söylemleri ise ilginç. Sayın Orman, " biz taşın altına elimizi koyduk", " kimse bu yükün altına girmek istemedi" diyor. Ama unuttuğu ve bence yanlış yaptığı bir durum var. Başkan, son seçime tek başına girmedi.

  Bülent Deriş ve Nazmi Koca'da o taşın altına ellerini koyacaklarını beyan ettiler.  Gerektiğinde bu yükü kaldırmak istediklerini, Beşiktaş için çalışacaklarını söylediler. Şimdi sadece  kendi  varmış gibi davranıp diğer rakiplerini yok sayması ise çok yanlış. Zaten, böyle bir seçimde karşısına eğer " delikanlı varsa çıksın karşıma" demeseydi kimse olmayacaktı.

  Fakat madalyonun diğer bir yüzü daha var. Kulüp içinde konuşulan bir konu aslında bu seçimi kaybetmenin belki şu an ki yönetimin işine gelebileceği kanaatini gösteriyor. Çünkü söylenen, ötelenen borçların iki, üç ay içinde ortaya  çıkacağı ve yönetimin çok zor durumda kalacağı. Eğer böyle bir durum gerçekten var ise, bu zamana kadar ödendiği söylenen borçların aslında olmadığıdır. Eğer bu borçlar ötelenmiş,  ödenmemiş ise, bu zamana kadar Beşiktaş taraftarına anlatılanların doğru olmadığı ortaya çıkacak.


  Seçim yaklaşıyor. Olacaklar ve yüzler ortaya çıkacak. Ama asıl mesele, bugün yönetimin yanında olanlar, yarın işler değişir diye aynı zamanda her iki tarafa mavi boncuk dağıtması. 

  İki adayın bu isimlere dikkat etmesi gerekir.


27 Mayıs 2013 Pazartesi


                Yıldırım Demirören döneminin en büyük sorunlarından ve muhalefetin her zaman üstünde önemle durduğu konu Fulya Projesiydi.

                Aşçıoğlu firmasına verilen ve üzerine yapılan inşaattan alınan payın az olması en çok konuşulan konu oldu. Beşiktaş’ın geleceğinin ipotek altına alındığı söylemleri ve inşaat firmasına verilen haklar muhalefeti haklı konuma getiriyordu. Çünkü Beşiktaş kongre üyeleri ve Beşiktaş camiası gelecekleri olarak gördükleri Fulya’nın ellerinden bu şekilde gitmesine izin vermek istemiyordu.

                Yıldırım Demirören yönetiminin ardından, Beşiktaş yönetime geçen Fikret Orman yönetimide, aynı şekilde bütün söylemlerinde “ yangın çıkmış eve” girdiklerini belirtmiş. Beşiktaş’ın geleceği olan Fulya’nın peşkeş çekildiğini, kazançlarının ipotek altına alındığını belirtmişti.

                Fulya porjesi bitti. Yan tarafında bulunan, Beşiktaş için manevi değeri olan “ Şan Ökten tesisleri” şu an için o bölgede Beşiktaş’ın elinde kalan bir değerdi.  Eski yönetimden, ve şimdi başkan adayı olan Serdal Adalı, bu konuda Beşiktaş camiasına söz vermiş ve Şan Ökten tesislerini yeniden restore edeceğini belirtmişti.

                Adalı’nın başkanlığa aday olması muhtemel olduğunda geçen haftalarda Fikret Orman yönetiminin yeni bir sözleşme yaptığı haberini aldık. Bu anlaşmanın konusu ve detaylarını  araştırdığımızda karşımıza Şan Ökten tesisleri geldi.

FULYA KOLEJ OLUYOR.

                Geçen hafta, Fikret Orman yönetimi, Şan Ökten tesislerini bir koleje on yıllığına 5.000.000 dolar’a kiralamış.  Yani yıllık 500.000 dolar gibi sembolik ve komik bir rakama. Fulya projesinden kulübün çok büyük kayıplar yaşadığını anlatan yönetim maalesef daha kötü şartlarda Şan Ökten tesisleri gibi, maddi ve en önemlisi manevi değeri olan bir yeri on yıllığına çok komik bir rakama kiralamış.

SENEYE OKUL AÇILACAK.           
 
                İlgili koleji aradığımızda ve Fulya’da okullarının olup olmayacağını sorduğumuzda. Fulya tesislerinin oraya okul yapacaklarını, seneye orada faaliyete geçeceklerini belirttiler. Projelerinin hazır olduğunu, çocuğumuzu bir sonraki sene alabileceklerini belirttiler. Burada açıklamam gerekir, kendilerini arayıp Fulya’da yaşadığımı ve çocuğumu okullarına vereceğimi iletmiştim.

Şimdi soruyoruz;

                Adalının bu tesileri restore ettireceğini biliyordunuz. Yangından mal kaçırır gibi neden sözleşme yaptınız ?

                Sözleşme maddelerinde tazminat hükmü nedir ?

                Beşiktaş adına bu kadar değerli bir yeri neden bu kadar komik bir rakama kiraladınız ?

                Bir okula tesisleri verdiğinizde bir daha geri alamayacağınızı bilmiyormusunuz ?

                Seçim sürecinde neden tazminat maddeli sözleşmeler imzalıyorsunuz ?

                Ve en önemlisi, Orman yönetimi bu seçimlere kaybetmek için mi giriyor. Çünkü iki aya kalmaz ötelenmiş tüm borçlar ortaya çıkacak.


23 Mayıs 2013 Perşembe

Başkan'ın derdi ne ?


Önder Özen Beşiktaş'a hayırlı uğurlu olsun. Kendisi Sportif Direktör olarak göreve geldi.

Lig bitti, Beşiktaş üçüncü oldu.

Şimdi sayın Başkan'a tek bir  soru sormak istiyorum.

Sayın Başkan; yönetime gelir gelmez, yanan eve girdiğinizi, "Feda" edilmesi gerektiğini belirttiniz. Peki o zaman merak ediyorum.

Hesap soracağınızı söylediniz, neredeyse hesap soracağınız kişiden bir özür dilenmediği kaldı.

Beşiktaş'la mahkemelik olmuş, tazminat almış bir beyefendiyi genel müdür yaptınız.

Eriksson'a tazminat ödediniz.

Basketbol takımını dağıttınız. Alt yapıyı bitirdiniz. Elde ki oyuncuları kaçırdınız.

Quaresma ile Baros takası yapmak istediniz. Olmadı, parasını ödeyip oynattırmadınız.

Samet hoca ile 2+2 anlaşma yaptınız. Boş mukavele yerine, tazminat maddesi olan sözleşme imzaladınız.

Egemen, Simao, Quaresma, Rüştü gibi oyuncuları gönderdiniz. Yerine, Mc Gregor, Escude, Uğur, Batuhan, Dentinho, Niang gibi oyuncuları aldınız.

Oğuzhan ve Olcay gibi oyuncuları bulan İbrahim Altınsay'ı küstürdünüz.

Taraftarı döven birisine " abi " denmesine ses çıkartmadınız.

Ve son olarak, Fenerbahçe'de yardımcı antrenör olan bir kişiyi futbolun başına getirdiniz. Bununla gurur duydunuz. Beşiktaş'ın çocukları ligde fırtınalar estirirken siz Fenerbahçe ve Galatasaray'dan bıraktıklarını almak için yarışıp Beşiktaş adını küçültmeyi tercih ettiniz.

 Küçüleceğiz dediniz ama bu küçülme böyle olmamalı.

Sayın Başkan, gerçekten siz ne yapmak istiyorsunuz ?

Eğer bir önce ki başkanı düşünüp, onun yararına çalışmak " Gelen gideni aratır" dedirtmek istiyor ve koltuğunuzu zamanı gelince selefinize bırakmak istiyorsanız.. Kutlarım başarılısınız.

Yok bunları bilmeden yapıyorsanız sizden ricam istifa edin. 


9 Mayıs 2013 Perşembe

Tükürdüğünü Yalayanların Masalı...


Bir varmış, bir yokmuş. Eski zamanlardan birinde, bir ülke varmış.

Bu ülkenin başında da bir kral . Ama kral seçimle gelirmiş ülkenin başına.

Halk seçmezmiş ! Halkın arasından parasını verip, kral seçmeye hak kazananlar yapabilirmiş bu görevi. Gerçi geçmiş yıllarda kral olmak isteyenler halkın yerine bu paraları bile verirmiş.

Halk, istemediği kral olduğunda, bağırırmış. Gitsin, yerine başkası gelsin isterlermiş. O zaman da, başka ülkelerden gelenlerin yardımıyla halk dayak yermiş !

Ama bu ülkede asıl sorun başkaymış.

Kraldan çok kralcılar varmış. Zaten bütün sorun oradan çıkıyormuş. Kralın bile haberi olmadan halka zülüm edenler oluyormuş. Halk bunu söylediğinde ise, bu zülüm edenlerin paralı askerleri, halkı, ülkesini sevmemekle suçlarlarmış.

O ülkede, son seçimin kralı, yeni bir seçim yapmak istemiş. Bu seçimde, kralla birlikte, yanında ki yardımcıları da seçiliyormuş. Ama bu yardımcılar bazen kraldan önce görevini bırakabiliyorlarmış. İşte yine böyle bir durum olmuş ve kral yeni yardımcılar aramaya başlamış.

Bu ülkede, kralın yardımcısı olmak için o kadar şeyler unutulmuş ki şaşarsınız...

Mesela, bir önceki seçimde krala hırsız-sahtekar, diyenler bu seçimde koltuk için onun en büyük savunucusu olmuş.  "Onu yok edeceğim, ülke için büyük zarar" diyenler şimdi kralın önünde siper olurmuş.

Ama bu masal tabii, gerçek değil. Ama masal bile olsa, ben böyle bir ülkede yaşamak istemem. Yaşayanları da kendime yandaş kabul etmem.

Bu yazdığım yazı tamamen uydurma bir masaldır. Türkiye'de herhangi bir takımla ilgisi kesinlikle yoktur.

Tanrı bizi tükürdüğünü yalayan, koltuk uğruna ülkülerini satanlardan korusun.


TRANSFER ŞAMPİYONLUĞU SMS'DEN GEÇER

 Türkiye'de özel televizyon kanalları ilk kurulduğunda birçok ünlü isim bu kanallara alındı. Sunuculuk, diziler, yarışmalar ve en önemli...