6 Ekim 2017 Cuma
AMAN NE GÜZEL MİLLİ TAKIM...
Daha en başında ne futbol konuşuldu, ne yapılacaklar, kimsenin derdi oynayamadığımız futbol değildi. Yaşını başını almış bir beyefendi kendisinin sanki TÜRK pasaportu varmış gibi YABANCI oyuncudan dem vurdu.
O vurdu biz dinledik, biz dinledik ona katıldık.
Ama ne önemi var. Tribülerden " Kurtlar Vadisi" melodisi çalarız olur biter. Hemen golleri sıralarız.
İzlandalılar futbolu bilmiyor. Bilse;
Heimir Hallgrimsson İzlanda sayfiye yerlerinden birine gider, balık lokantası sahibiyle kavga eder, gerçek futbol yazarları hariç herkes bunun üzerine konuşurdu.
Aslında İzlanda futboldan zerre kadar anlamıyor. Anlasa, Valur takımı yetkilileri çıkar rakip takım Stjarnan futbolcularına laf eder. En olmadı, Valur As başkanı röportajında, Stjarnan başkanına laf ederdi.
Eğer futboldan anlamış olsalardı, takımın başına 80 yaşında yabancı teknik adam getirip onun, İzlandalıların işi bilmediklerini anlatmasına methiyeler düzerlerdi.
Kesinlikle futboldan anlamıyorlar. KR Reykjavik taraftarı, maç sonrası İB Vestmannaeyjar taraftarının ağzını yüzünü kırmıyor. Hatta söylenen marşlar konusunda gazete köşelerini bile kullanarak yorum yapmıyorlar.
Eğer zerre kadar futboldan anlasalar Hördur Magnusson'un özel hayatını günlerce konuşur futbolun tüm inceliklerini anlarlardı.
Lucescu bu İzlanda maçını kafasında defalarca oynamış. Her seferinde böyle yenildi mi bilmiyorum. Ama hayaller ve gerçekler birbirinden çok farklı.
Sadece bu lafı söylediği için bile güle güle der isteyen, inanan, emekli olmamış bir teknik adamla anlaşırım. Bunun için çok uzaklara gitmeye de gerek yok. Yılmaz Vural candır.
Milli maçta niye yenildik ? Teknik taktik nedir ?
Bu milli takıma, bu sonuç yazmaya, konuşmaya gerek yok.
20 Mart 2017 Pazartesi
BEŞİKTAŞ ŞAMPİYON OLMASIN ( YABANCI SINIRLAMASI )
Ben size dedim.
BEŞİKTAŞ ŞAMPİYON OLMASIN dedim. Rica ettim, lisan-ı münasiple anlattım ama dinletemedim.
İşte gördünüz. Yabancı oyuncu konusunda dün söylenen bugüne, bugün söylenen yarına karıştı.
Çok bilinmeyenli denklem gibi oldu.
Şimdi yıllar öncesine bir yolculuk yapalım.
Aslında Michel J. Fox filmine giriş yaparsak daha iyi olacak. Delorean’e oturun ve geçmişte şimdi yabancı sınırı olsun diye bas bas bağıran sayın başkanlar ne demiş bir bakalım.
Sayın Aziz Yıldırım 2005 yılında kelimesi kelimesine demiş ki;
“Önümüzün açılmasını istiyoruz. Fenerbahçe'yi dünya kulübü olma yolundaki hedeflerine ulaştıralım. Ama bu şartlarda zorlanacağız. Bunu ilgili mercilerden istiyoruz. Basından da rica ediyorum bu konuyu araştırıp, tartışmaya açalım. Türk futboluna gerçekten zarar verecekse, biz de bu düşünceyi kafamızdan atalım. Gelecekte Anelka gibi oyuncuların Türkiye'ye gelebilmesi için yabancı sınırının mutlaka kalkması lazım. Çünkü alacağınız 10 oyuncunun da hepsi bir Anelka olmayabilir. Fakat hiç değilse 5-6'sı Anelka, Alex, Appiah tipinde olur. O zaman kaliteyi getiririz.”
Sonra 2013 yılında sayın Ünal Aysal demiş ki;
"En ciddi sorun, yabancı sınırlaması. Bütün kulüplerin de şu anda mevcut fazla yabancısı var. Bu oyuncuları ne şekilde değerlendirebiliriz, hangilerini tutacağız hangilerini tutmayacağız, yerlerine kimleri koyacağız? Getirilen kural bir yerde tutarsız. Bu açıdan görevimiz oldukça zor. 'Yabancı kuralından memnunum' diyecek bir kulüp çıkacağını düşünmüyorum. Türkiye'deki tüm kulüpler sıfır yabancıyla oynayacaklarsa, biz buna hazırız ama yurt dışında bunun neden olacağı neticeler felaketlere yol açabilir. Yurt dışında karşılaşacağımız kulüplerin aynı silahlarla yarışmadığı ortada. Bizim karşımızda 10 yabancıyla, dünyanın en iyi 10 yabancı futbolcusuyla oynayanlar varken, Türkiye'nin en iyi 10 oyuncusuna baktığımız vakit, bizim peşinen bu yarışmaları kaybedeceğimiz çok açık."
Yanılmıyorsam bir ara yine değişmişti herşey. Hatta Beşiktaş bayağı bir zor durumdaydı. FEDA sezonunda yine yabancı serbest olsun diye veryansın en üst seviyeye çıkmıştı.
İşte o FEDA sezonu çok yanıltıcı oldu. Herkes Beşiktaş için kötü günlerin başlangıcı derken bir anda umulmayan oldu ve Beşiktaş bileğinin hakkıyla şampiyonluk yarışına girdi. Hatta yarışa girmeyi bir kenara bırakın lige ambargo koymaya başladı.
İşte bu kavram karmaşası olmaması için BEŞİKTAŞ ŞAMPİYON OLMAMALI.
Koca koca camiaları temsil eden kişilerin birgün söylediğini yarın değiştirmemesi için BEŞİKTAŞ ŞAMPİYON OLMAMALI.
Ama bunun iyi bir yanı oldu. 40 yıllık düşman kardeşler birbirlerine sarıldı. Bu sen bir taraf, biz diğer tarafın resmidir unutmayın.
BEŞİKTAŞ ŞAMPİYON OLMASIN dedim. Rica ettim, lisan-ı münasiple anlattım ama dinletemedim.
İşte gördünüz. Yabancı oyuncu konusunda dün söylenen bugüne, bugün söylenen yarına karıştı.
Çok bilinmeyenli denklem gibi oldu.
Şimdi yıllar öncesine bir yolculuk yapalım.
Aslında Michel J. Fox filmine giriş yaparsak daha iyi olacak. Delorean’e oturun ve geçmişte şimdi yabancı sınırı olsun diye bas bas bağıran sayın başkanlar ne demiş bir bakalım.
Sayın Aziz Yıldırım 2005 yılında kelimesi kelimesine demiş ki;
“Önümüzün açılmasını istiyoruz. Fenerbahçe'yi dünya kulübü olma yolundaki hedeflerine ulaştıralım. Ama bu şartlarda zorlanacağız. Bunu ilgili mercilerden istiyoruz. Basından da rica ediyorum bu konuyu araştırıp, tartışmaya açalım. Türk futboluna gerçekten zarar verecekse, biz de bu düşünceyi kafamızdan atalım. Gelecekte Anelka gibi oyuncuların Türkiye'ye gelebilmesi için yabancı sınırının mutlaka kalkması lazım. Çünkü alacağınız 10 oyuncunun da hepsi bir Anelka olmayabilir. Fakat hiç değilse 5-6'sı Anelka, Alex, Appiah tipinde olur. O zaman kaliteyi getiririz.”
Sonra 2013 yılında sayın Ünal Aysal demiş ki;
"En ciddi sorun, yabancı sınırlaması. Bütün kulüplerin de şu anda mevcut fazla yabancısı var. Bu oyuncuları ne şekilde değerlendirebiliriz, hangilerini tutacağız hangilerini tutmayacağız, yerlerine kimleri koyacağız? Getirilen kural bir yerde tutarsız. Bu açıdan görevimiz oldukça zor. 'Yabancı kuralından memnunum' diyecek bir kulüp çıkacağını düşünmüyorum. Türkiye'deki tüm kulüpler sıfır yabancıyla oynayacaklarsa, biz buna hazırız ama yurt dışında bunun neden olacağı neticeler felaketlere yol açabilir. Yurt dışında karşılaşacağımız kulüplerin aynı silahlarla yarışmadığı ortada. Bizim karşımızda 10 yabancıyla, dünyanın en iyi 10 yabancı futbolcusuyla oynayanlar varken, Türkiye'nin en iyi 10 oyuncusuna baktığımız vakit, bizim peşinen bu yarışmaları kaybedeceğimiz çok açık."
Yanılmıyorsam bir ara yine değişmişti herşey. Hatta Beşiktaş bayağı bir zor durumdaydı. FEDA sezonunda yine yabancı serbest olsun diye veryansın en üst seviyeye çıkmıştı.
İşte o FEDA sezonu çok yanıltıcı oldu. Herkes Beşiktaş için kötü günlerin başlangıcı derken bir anda umulmayan oldu ve Beşiktaş bileğinin hakkıyla şampiyonluk yarışına girdi. Hatta yarışa girmeyi bir kenara bırakın lige ambargo koymaya başladı.
İşte bu kavram karmaşası olmaması için BEŞİKTAŞ ŞAMPİYON OLMAMALI.
Koca koca camiaları temsil eden kişilerin birgün söylediğini yarın değiştirmemesi için BEŞİKTAŞ ŞAMPİYON OLMAMALI.
Ama bunun iyi bir yanı oldu. 40 yıllık düşman kardeşler birbirlerine sarıldı. Bu sen bir taraf, biz diğer tarafın resmidir unutmayın.
19 Mart 2017 Pazar
BEŞİKTAŞ ŞAMPİYON OLMASIN
TFF ve MHK yetkililerine sesleniyorum. Hatta seslenmekle kalmıyorum RİCA ediyorum.
Lütfen beni kırmayın ve isteğimi kabul edin.
BEŞİKTAŞ ŞAMPİYON OLMASIN.
Bunu Beşiktaş başkanı, yönetim kurulu, teknik kadro, futbolcular ve taraftarlardan isteyeceğim ama şimdi duygusal davranıp kabul etmeyebilirler.
Ülkemizde ki taraftarların sağlığı, ve dostluklar için sizden bunu rica ediyorum.
Lütfen Beşiktaş Şampiyon Olmasın.
Tabi bunu isterken nedenlerini açıklayacağım. Ama tekrar ediyorum,
BEŞİKTAŞ ŞAMPİYON OLMASIN.
Tüm dostluklar, arkadaşlıklar etkileniyor. Eskiden ne güzel herkesin ikinci takımı Beşiktaş olurdu.
Herkes Beşiktaş’ı çok sever veya sempati duyardı.
Şimdi Beşiktaş her yönden iyi gidiyor ve dostluklar bozulmaya başladı.
Eskiden dostlarımızla, arkadaşlarımızla ne güzel futbol sohbeti yapardık. Şimdi bir çok arkadaşımız futbolla ilgilenmiyor. İnanılmaz bir basketbol sevgisi var. Gerçi bir yönden Beşiktaş’ın yaptığı bir iyilik var, Beşiktaş’ın şampiyonluk şansı arttıkça birçok diğer takım taraftarı dünya, memleket meseleleri ile ilgilenmeye başladı. Hatta inanmazsınız kitap bile okuyan entelektüel olmak isteyenler var.
Eskiden ne güzel her on senede bir şampiyonluk durumu olduğu için, her zaman yarış içinde olur gibi gözüküp diğer takımlar şampiyon olurdu. O zaman şimdilerde futbolla ilgilenmeyen dostlarımız büyük bir sempatiyle Beşiktaş’ı severlerdi.
Yok BEŞİKTAŞ ŞAMPİYON OLMASIN.
Gazete satışları için, televizyon program reytingleri için, yorumcu ve köşe yazarlarının rızkı için Beşiktaş Şampiyon Olmasın.
Beşiktaş’ın şampiyonluk şansı yokken bütün gazeteler 10 milyon tirajla günü kapatırdı. Beşiktaş taraftarı dışında kalan yaklaşık 50 milyon taraftar şampiyon olacakları yıllarda bütün spor gazetelerini alırdı. Her gün ülkemizde yaklaşık 30-40 milyon adet gazete satılırdı. Beşiktaş geçen sene şampiyon oldu ve bu sene arayı açınca milyonluk tirajlar bir anda 100-150 bin civarı oldu. Şimdi bu yazdığıma inandınız mı ? İnanmayabilirsiniz ama son zamanlarda ki yorumlara veya yorumculara baktığımızda sanki böyle bir durum var.
İşte aynı zamanda insanların ruh sağlığı için Beşiktaş Şampiyon Olmasın.
Şimdilik bu kadar. Neden Beşiktaş şampiyon olmamalı diye yazımızın devamı gelecek.
Lütfen beni kırmayın ve isteğimi kabul edin.
BEŞİKTAŞ ŞAMPİYON OLMASIN.
Bunu Beşiktaş başkanı, yönetim kurulu, teknik kadro, futbolcular ve taraftarlardan isteyeceğim ama şimdi duygusal davranıp kabul etmeyebilirler.
Ülkemizde ki taraftarların sağlığı, ve dostluklar için sizden bunu rica ediyorum.
Lütfen Beşiktaş Şampiyon Olmasın.
Tabi bunu isterken nedenlerini açıklayacağım. Ama tekrar ediyorum,
BEŞİKTAŞ ŞAMPİYON OLMASIN.
Tüm dostluklar, arkadaşlıklar etkileniyor. Eskiden ne güzel herkesin ikinci takımı Beşiktaş olurdu.
Herkes Beşiktaş’ı çok sever veya sempati duyardı.
Şimdi Beşiktaş her yönden iyi gidiyor ve dostluklar bozulmaya başladı.
Eskiden dostlarımızla, arkadaşlarımızla ne güzel futbol sohbeti yapardık. Şimdi bir çok arkadaşımız futbolla ilgilenmiyor. İnanılmaz bir basketbol sevgisi var. Gerçi bir yönden Beşiktaş’ın yaptığı bir iyilik var, Beşiktaş’ın şampiyonluk şansı arttıkça birçok diğer takım taraftarı dünya, memleket meseleleri ile ilgilenmeye başladı. Hatta inanmazsınız kitap bile okuyan entelektüel olmak isteyenler var.
Eskiden ne güzel her on senede bir şampiyonluk durumu olduğu için, her zaman yarış içinde olur gibi gözüküp diğer takımlar şampiyon olurdu. O zaman şimdilerde futbolla ilgilenmeyen dostlarımız büyük bir sempatiyle Beşiktaş’ı severlerdi.
Yok BEŞİKTAŞ ŞAMPİYON OLMASIN.
Gazete satışları için, televizyon program reytingleri için, yorumcu ve köşe yazarlarının rızkı için Beşiktaş Şampiyon Olmasın.
Beşiktaş’ın şampiyonluk şansı yokken bütün gazeteler 10 milyon tirajla günü kapatırdı. Beşiktaş taraftarı dışında kalan yaklaşık 50 milyon taraftar şampiyon olacakları yıllarda bütün spor gazetelerini alırdı. Her gün ülkemizde yaklaşık 30-40 milyon adet gazete satılırdı. Beşiktaş geçen sene şampiyon oldu ve bu sene arayı açınca milyonluk tirajlar bir anda 100-150 bin civarı oldu. Şimdi bu yazdığıma inandınız mı ? İnanmayabilirsiniz ama son zamanlarda ki yorumlara veya yorumculara baktığımızda sanki böyle bir durum var.
İşte aynı zamanda insanların ruh sağlığı için Beşiktaş Şampiyon Olmasın.
Şimdilik bu kadar. Neden Beşiktaş şampiyon olmamalı diye yazımızın devamı gelecek.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
TRANSFER ŞAMPİYONLUĞU SMS'DEN GEÇER
Türkiye'de özel televizyon kanalları ilk kurulduğunda birçok ünlü isim bu kanallara alındı. Sunuculuk, diziler, yarışmalar ve en önemli...
-
Yanılmak veya yanılmamak. İşte bütün mesele bu. Kırk yaşıma girdim, bu zamana kadar insanları tanıdığımı zannederdim. Biraz geçmişe d...
-
Bu haftasonu derbi var. Fenerbahçenin cezası nedeniyle kadın ve çocuk taraftarın izleyeceği derbi ligimizdeki son cezalı maç olur umudunda...
-
Yazarımız Haluk Kesim, Beşiktaş kongresinin ardını değerlendirdi. İki büyük kandırmacaya dikkat çekti TARAFTARI KANDIRMAYIN 1-...