28 Temmuz 2012 Cumartesi

BEŞİKTAŞMETRE...


Bir varmış, bir yokmuş. Yangın olur biz yangına giderken, enkaz edebiyatının dibine vururken, Beşiktaşlılığı ölçmek için sokaklar elinde metre dolaşnlarla dolmuş.

Yönetime destek vermezsin, BEŞİKTAŞLI DEĞİLSİN.

Yönetime destek verirsin, BEŞİKTAŞLI DEĞİLSİN

Eleştirirsin, BEŞİKTAŞLI DEĞİLSİN

İyi dersin, BEŞİKTAŞLI DEĞİLSİN

Kötü dersin, BEŞİKTAŞLI DEĞİLSİN

Para verirsin, BEŞİKTAŞLI DEĞİLSİN

Korsan ürün kullanma dersin, BEŞİKTAŞLI DEĞİLSİN.

Q7 iyi dersin,BEŞİKTAŞLI DEĞİLSİN

Q7 kötü dersin, BEŞİKTAŞLI DEĞİLSİN

İbra edersin, BEŞİKTAŞLI DEĞİLSİN

İbra etmezsin,BEŞİKTAŞLI DEĞİLSİN.

Hata yapıyorlar düzeltilmesi lazım dersin, BEŞİKTAŞLI DEĞİLSİN.

Yönetime, teknik adama destek verin dersin, BEŞİKTAŞLI DEĞİLSİN.

Bedava konser düzenler, Feda ismini verirsin, BEŞİKTAŞLI DEĞİLSİN.

Voleybol şubesini niye kapattın dersin, BEŞİKTAŞLI DEĞİLSİN.

Fikret Orman iyidir dersin,BEŞİKTAŞLI DEĞİLSİN.

Bir Allahın kulu şu Beşiktaşlı olma kriterlerini bir açıklasın. Sıkışıp verecek cevabı olmayan, asalaklıktan, cehaletten başka bir devamlılığı olmayanların sığındığı bu söylemin bir açıklamasını yapsınlar.
Eğer tüm bu kriterlere bakarsak etrafımızda Beşiktaşlı namına kimse yok. Eğer yoksa bu harcamalara, stada, futbolculara, basketbolculara ne gerek var ? Kapatın, kilidi vurun gitsin. Kimse konuşmayacak, kendince doğruları söylemeyecekse bırakın gidin. Dükkanı kapatın, kilidi vurun Akaretlere, siz sağ, biz selamet.Milletin Beşiktaşlılığına laf edenler, alın elinize Beşiktaşmetrenizi gelin bir ölçün bakalım. Ama dikkat edin, o metre ölçtüğünüz kişilerin eline geçerse sonu kötü olur.

NOT : Sevgili Enis Karataş facebook sayfamda durumuma yaptığı yorumda yazmıştı BEŞİKTAŞMETRE  kelimesini.

25 Temmuz 2012 Çarşamba

KAPATILAN ŞUBE VE ERIKSSON


Futbol, stad, maaşlar derken en önemli konuyu biraz geciktirdik. Beşiktaş amatör şubelerinden bir tanesini kapattı.

 Beşiktaş taraftarının bir kısmı bunun önemsiz olduğunu söyleyip Barcelona örneğini verdi ancak unutulan bir durum var. Beşiktaş Jimnastik Kulübü olduğu akıllara gelmiyor. İsmi üstünde amatör branşların kalesi olması gereken kulüp maalesef önemli bir şubesini kapattı.

Kapatılan Erkek Voleybol şubesi bu nedenle tekrar ligden düşecek. Ancak 1903 Cemiyeti başkanı sevgili Masis Kuyumcu ile yaptığım görüşmede çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Masis Kuyumcu, geçen seneki mali kongreye dikkat çekiyor. Mali kongrede ayrı ayrı şubeler için oylama yapıldığını ve bu oylamada erkek voleybol takımının bütçesi onaylanmıştı.

Şimdi Masis Kuyumcu soruyor; Oylamış olduğumuz bütçe yeterli bir rakam. Eğer şube kapandıysa bu para nereye gitti. Var olan bütçe neden kullanılmadı. Ve en önemlisi, bu bütçe neredeyse son günlerde ortaya atılan Eriksson’un tazminatı kadar. Yani Eriksson’a verildiği söylenen tazminatla, şubenin kapanma kararının birbirine bu kadar yakın tarihte olması çok manidar.

Tüm bu konuşulanların sonrasında Beşiktaş kulübün en önemli ikinci adamı sponsorluklar ve kredi konusunda açıklama yaptı. Borcun üzerine borç ekleneceğini, eylül ayında kredi alınacağını, bir araba firmasının belki sponsor olacağını iletti. Sadece soru şu. Basketbolda rakipler  parasızlıktan senin oyuncularını alırken şampiyon kadro dağıtılırken biraz geç kalınmıyormu ?

23 Temmuz 2012 Pazartesi

ÖLÜMÜNE BEŞİKTAŞ


Beşiktaş kombine satışına başladı ancak stadın durumu hala belirsiz.

Beşiktaş teknik direktörü Samet Aybaba  bu sene İnönü stadında oynamak istediklerini belirtmesi üzerine yönetim kombineler için İnönü stadını uygun gördü.

Taraftarın uygun gördüğü, Samet hocanın uygun gördüğü, yönetim’in uygun gördüğünü İTÜ ve kanunlar uygun görmüyor.

Yaklaşık iki sene evvel İstanbul Teknik Üniversitesinin vermiş olduğu rapora göre İnönü stadı 1. Derecede deprem riski taşımakta. Bu rapor’u meraklısı stad müdüründen veya İTÜ’den temin edebilirler. Bir dönem stad’dan sorumlu istişare heyeti üyesi Tunga Fişekçioğlundan aldığım bilgiye göre stadın durumu içler acısı. Eski açık, kapalı, numaralı tribünlerin demirleri çıkmış vaziyette. Bir önceki depremin etkisi ise şu an için büyük risk.

İTÜ, herhangi bir deprem veya çok fazla taraftarın oluşturacağı titreşimin stadı yıkabileceğini söylüyor. Bilindiği gibi, stadın asıl kapasitesi 32.000 kişilik ama bu risk yüzünden en fazla 27.500 kişi alabiliyor. UEFA kriterlerine göre stadın kapasitesi bile yetersiz.

Ayrıca, yeni çıkan kanuna göre durum daha vahim. Belediyede ilgili kişiler, milletvekilleri, ve hukuçularla yaptığım görüşmenin ortak noktası stad konusunda ilginç. Yeni çıkan kanun deprem riski olan binalar ( Kamu alanları, stadlar buna dahil ) belediyelerce yıkılacak. Ancak stadlar Spor İl Müdürlüklerine bağlı olduğu için, burada işleyen prosedür biraz farklı. Belediye, ilgili kuruma stadın yıkılması gerektiğini bildirir, sonrasında verdiği süre içinde yıkılmazsa kendi yıkar. Ancak yıkıldığında tekrar yapma zorunluluğu yok. İlgili kanun yayınlandı. Beşiktaşlı ve stadı için süreç başladı. Bu işin resmi kısmı.

Birde olayın insani boyutu var. Beşiktaş yönetimi kombine için fedakarlık istemekte. Olası bir deprem, maç esnasında olursa o staddan canlı bir kişinin çıkma durumu çok zayıf. Hatta depreme bile gerek yok. Tam kapasite ile dolu bir İnönü stadı canlı bomba demek. Beşiktaş maddi sorunlar yaşayabilir, iflas  edebilir, küme bile düşebilir, ancak orada olası bir felaketin vebalini kim taşıyacak. 


18 Temmuz 2012 Çarşamba

BEŞ AYLIK BİLANÇO


Yeni yönetim geleli beş ay olmuş.

Yangın çıkmış eve girilmiş. Borç almış başını gitmiş. Para yokmuş. Küçülüp minicik kalmak gerekmiş.
Sekiz senedir susanlar konuşmaya başlamış. Demirören’e laf etmeyenler bu yönetime sallar dururmuş. 

Beşiktaşlı köşe yazarları ne yapmışlar, ne derece eleştirmişler ? Sekiz senedir sus pus olmuşlarmı ?

Kendi adıma bir baktım. Ben sekiz senede ne yapmışım diye. Alayına Gider isimli Demirören yönetimini eleştiren bir kitap çıkartmışım. Birçok ulusal gazete ve internet sitesinde kimsenin yazmaya cesaret edemediği gerçekleri tokat gibi yüzlerine vurmuşum. Bu külübü satın almak istiyorlar, Transferler yanlış, Quaresmayı almak hata, bu kadar Portekizli düzeni bozuyor demişim. En son ibra etmeyin diye koca puntalarla başlık atmışım. Sevgili Masis Kuyumcunun organize ettiği muhalif panellerde konuşmacı olmuşum. Demirören yönetiminde istişare heyetinde görev almış ama yanlışları görünce istifa etmişim.

Şimdi, sekiz senedir konuşmayanlar, yeni yönetimi eleştiriyor demek sadece moda olan bir cümledir.

Beş aylık bilançoya gelince.

Küçülme bir anda olmaz. Bir anda olursa etrafında ne sponsor kalır, ne sporcu. Borcun ne olduğunu bilirken, alacakların kalmadığını, gelirlere temlik konulduğunu, kulübün yiyiciler tarafından sarıldığını görürken eğer o koltuğa talip olursan, yangın olan eve girdim, para yok ne yapayım durum bu diyemezsin.

Voleybol şubesini sormadan kapatıp, kapattım oldu dersen, maaş almasınlar diye futbolcuları gönderip, önce anlaşmayacağım dedikten sonra 300.000 € fazla verip Sivok’la anlaşırsan bunun adı nedir diye bir sormak lazım.

Yeni yönetimde çok önemli isimler var. Lafını hiç esirgemeyen ve arkasından yürümekten gurur duyulacak iki isme sesleniyorum. Sevgili Ahmet Nur Çebi ve Mesut Urgancılar size sesleniyorum bence bu söylediklerimi bir düşünün. 

16 Temmuz 2012 Pazartesi

FEDA OLMAK


Tamam, eleştirmeyelim. Tamam, zaman tanımak lazım. Tamam, yönetime laf edersek kötü olalım. Ama herşeyin bir sınırı, bir dayanma noktası var.

Yönetim, taraftarın projesi olan FEDA’ya bel bağlamış gidiyor. Şu an tek gelir kaynağı FEDA t-shirtleri. Kombinelere FEDA yazılıyor.

Önüne gelen FEDA diyor. Ama Akaretler 13. Kat bir türlü FEDA dememekte kararlı. Sayın başkan odasını değiştirmiş. FEDA etmiş.

Bakın gerçek FEDA nasıl olur anlatayım.

Öncelikle, Beşiktaş’ı dava etmiş, parasını almış birisini Beşiktaş CEO’su yapıp üstüne yaklaşık 85.000 TL maaş verirsen bu FEDA olmaz. Yani taraftarın her ay 2.833 tane FEDA t –shirt’ü alıp sayın Sarıya FEDA olmaları gerekiyor. Hatta, Sivok’a 1.000.000 € vermeyen zihniyet, sonrasında 1.300.00 € vererek aradaki farkı kime FEDA ettiriyor.

Yönetici adı altında Beşiktaş’ın çeşitli birimlerinde görev yapan insanlar altlarında çalışanlarının toplamı kadar maaş alırken FEDA olmaz.

Ne iş yaptığı belli olmayan sadece oturup telefonla konuşan, sabahları gazete okuyup asistanlarla muhabbet eden kişilere onbinlerce TL maaş verip FEDA olmaz.

Geldiğinizde temizleyecez, düzelteceğiz, bu düzen böyle gitmez dediniz, düzeni terfi ettirip maaşını arttırdınız.
Sayın başkan, sayın yönetim bu son uyarı. Artık taraftar sizi uyarmaz. Taraftar akılsız değil.Bakın taraftar size bir proje verdi, siz kombinede bir indirimi çok gördünüz. Rakiplerinizden pahalı tuttunuz. Bu taraftar size Beşiktaş’a FEDA olun dedi, Beşiktaş’ı FEDA edin demedi.

12 Temmuz 2012 Perşembe

BJK BOKS TAKIMI SPONSORU İHSAN BARUTÇU RÖPORTAJI


Türkiye Boks Federasyonu yönetim kurulu üyesi ve Beşiktaş Jimnastik Kulübü kongre üyesi Mhp İstanbul milletvekili İhsan Barutçu Beşiktaş Boks şubesine sponsor oldu.
Son dönemlerde amatör şubelerine sponsor arayan Beşiktaş’a yanıt meclisten geldi.
İhsan Barutçu ile Beşiktaş üzerine yazarımız Haluk Kesim röportaj yaptı.

H K : Sayın İhsan Barutçu Beşiktaş Boks takımına neden sponsor oldunuz ?

İ B : Beşiktaş birçok branşı bünyesinde barındıran bir kulüp. Boks ilgi alanım. Türkiye Boks Federasyonunda görev yapıyor olmam, ve bir Beşiktaşlı olarak bu sorumluluğu üstlenmek istedim. Ayrıca Beşiktaş Boks takımının potansiyeli iyi değil. Kendi birikimimi Beşiktaş takımına aktararak Türkiye şampiyonu çıkartmak ve başarılı bir takım ortaya çıkartmak için gücümüz yettiğince yardımcı olmak için sponsorluğu üstlendim.

H K : Amatör Branşlar çok önemli. Hatta Beşiktaş’ın kuruluşu amatör branşları içeriyor. Ancak birçok Beşiktaşlı iş adamı bu konuda destek vermiyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz ?

İ B : Sorgulamak lazım.  İyi niyetli bakıyorum. Belki ihtiyaç olmadığı düşüncesindeler. Ancak şu an kulübün durumu belli. Ben bu  sponsorluğu bir davet olarak görsünler istiyorum. Ben ön ayak oldum. Artık bundan sonrası işadamlarının iyi niyetine kalmış. Şu an zor zamanlar. Gün bugündür diyorsak, işte o gün bugündür. Bugün destek zamanıdır. Eğer buna rağmen iş adamları sponsor olmuyorsa onlara kartal değil karga demek lazım.

H K : Yeni yönetim hakkında ne düşünüyorsunuz. İşleri zor gibi gözüküyor.

İ B : 3 temmuzdan bu yana futbol kulüplerimiz zor ve badireli bir süreç içindeler. Beşiktaş bu süreçten etkilenmiştir. İşte bu süreç içinde, bu zor zamanlarda başkanlık koltuğuna oturmak, yönetim kurulunu oluşturmak yürek ister. Bu sorumluluğu üstlenen, fedakarlıktan kaçınmayan yöneticileri tebrik ederim. Her şerden bir hayır doğar diye düşünüyorum. Sancılı dönemlerde taraftarlık ortaya çıkar. Bu karmaşadan, lig şampiyonluğunun çıkacağını umuyorum.

H K : Samet Aybaba hakkında ki düşüncesi nedir ?

İ B : Samet hoca rüştünü ispatlamıştır. Filmi geri alırsak, Samet hocanın şampiyonluk yaşadığı dönemde kulüp yokluk içindeydi. Üst üste alınan şampiyonluklarda yıldız oyuncular yoktu. Birlik ve beraberlik vardı. Sayın Seba döneminin değerleri Türk futboluna katkı sağladı. Rıza, Metin, Samet,Kadir  şu an Türk futboluna yön veriyor. Lige baktığımızda birçok teknik adamın kökeni Beşiktaş. Ben Beşiktaş’ın Anka kuşu gibi küllerinden tekrar doğacağına inanıyorum.

H K : Sayın Barutçu son olarak Ülkemizi temsil edip, Boks takımının başarılı olması ne gerekli ?

İ B : Sadece Beşiktaş değil, birçok kulüpte amatör branşlar üvey evlat muamelesi görüyor. Yok imkanlarıyla spor yapılıyor. Spora özendirmek gerekiyor. Bu tüp bir durumun devlet politikası olması gerekiyor. Sadece kişilerin insafına bırakılması doğru değil. Ülkelerin yüzü spordaki başarısıdır. Bakın, Avrupa’da 4 -5 milyon Türk içinden birçok yıldız sporcu çıkarken, 75 – 80 milyonluk Türkiyeden yıldız sporcu çıkmaması veya bu kadar az çıkmasının sorgulanması lazım.

Sayın Barutçu röportaj için teşekkür ederiz.


İFLAS GERÇEĞİ


Yaklaşık iki hafta önce çok önemli bir haber küçük bir başlıkla yer aldı spor medyasında. Beşiktaş’ın adı bu sıralar gündemde olmayan oyuncusu Aurelio kendisine olan borç ödenmezse kulübün iflasını isteyeceği yazıyordu.

Bu haber ön plana çıkmadı. Ve halen borçlar ödenmedi. Hatta icralar ardı ardına kulüp kapısında bekliyor. Ama asıl önemli olan iflas istemi. Spor hukuku konusunda uzman avukat Cem Koçak’la bu  konuyu konuştum. Öğrendiklerim maalesef yıllardır dikkat çekmek istediğim konuyu doğrulamakta.

İflas birey tarafından istenemiyor. Ancak, borca karşılık şirket hisselerine haciz konularak şirketin tasfiyesi istenebiliyor. Yani bunu futbolcu Aurelio isteyebileceği gibi, Demirören ailesi senetlere karşılık isteyebilir. Bu tasfiye sonrasında hacizli olan hisseler şahsın eline geçerse kendisi iflas isteyebileceği gibi, şirket borçlar yüzünden iflasını açıklama imkanına sahip. Bu durumda kayyum atanır ve şirkete el konulur. Alacaklılar başvurur ve borçların tahsiline gidilir. Ancak burada isim yani marka değeri var. Marka değeri aktif borçları karşılamazsa açıktan alınabilir. İflas masasına para yatırılıp Beşiktaş A.Ş satın alınabilir.

İşte şu an oynanan oyun bunu gösteriyor. Beşiktaş kulübü için hep üzerinde durulan tehlike bu. Avukat Cem Koçak’ın görüşüne göre bir sene içinde ve şu an ki süreçte Demirören ailesi % 51 ihtimalle Beşiktaş A.Ş’ye sahip olacak.

Zaten, Erdoğan Demirören kupayı şirketinde sergilerken, “ o kadar para verdim, burada duracak” demesi boşuna değil. 


5 Temmuz 2012 Perşembe

EGEMEN KORKMAZ


Egemen para istedi, Egemen indirim yapmadı, Egemen hakkını istedi. Egemen hain oldu.

Geçen sene oynadığı futbolla taraftarın gönlünü kazanan, Beşiktaş defansının vazgeçilmezi olan, milli takım oyuncusu Egemen Korkmazın cehennemin dibine kadar yolu var dedi Beşiktaş başkanı.

Egemen Beşiktaşlı değil, profesyonel bir futbolcu, yani bu işle hayatını kazanan bir çalışan. Türkiye’de halen futbol iş olarak görülmediği için maalesef sorunlar bir türlü sona ermiyor. Taraftarın veya yöneticilerin bilmesi, anlaması gereken hatta futbolcuların kavraması gereken futbolun bir iş olduğu. Futbolcu taraf değildir, futbolcu bu meslekle ekmeğini kazanır.

Şimdi kendinizi Egemen’in yerine koyun. Çalıştığınız iş yerinde 1.000 YTL maaş alıyorsunuz. Şirketin genel müdürü değişiyor ve bir anda size bundan sonra 400 TL alacaksın diyor. Ama bu arada, sizin kadar çalışmamış, yeni birisini 1.000 TL ile işe alıyor. Siz sesinizi çıkartmadan işinize devam mı edersiniz, yoksa yeni iş mi ararsınız.

Egemen bu konuda zerre kadar hatalı değil. Çünkü o işini yapıyor. Bu meslekle hayatını kazanıyor. Eğer birisine kızılacaksa bakılan yer yanlış. Beşiktaşın şu an Genel Müdürü sayın Gökhan Sarı yıllar evvel Beşiktaş’ı dava edip 400.000 TL aldı. Şimdi yaklaşık 80.000 TL maaş alıyor. Beşiktaş iletişim koordinatörü Beşiktaş taraftarı için demediğini bırakmadı, şimdi onbinlerce lirayla bu koltukta taraftarla iletişimin başında. Bunlar haklı ve doğru Egemen mi yanlış.

Olcay garanti 1.000.000 € alıyor. Ama defansın belkemiği Bank Asya futbolcusu kadar alacak. Kendinizi onun yerine koyun. Bir tek o mu battı göze. Beşiktaş altyapısında nice gençlerin kaleci hocası Hakan aylardır maaş almadan görev yapıyor ama A takım kaleci antrenörü Samet hocanın aile dostu Mehmet oluyor. Daha bir yıllık tecrübeyle. Şimdi söyleyin Egemen niye haksız. Hakkını istedi diye mi?

TRANSFER ŞAMPİYONLUĞU SMS'DEN GEÇER

 Türkiye'de özel televizyon kanalları ilk kurulduğunda birçok ünlü isim bu kanallara alındı. Sunuculuk, diziler, yarışmalar ve en önemli...