Bu sefer Beşiktaş değil, Beşiktaş’ı değil, birebir
yaşadıklarımı anlatmak istiyorum. Ve bu aslında sayın Başbakanımız Recep Tayyip
Erdoğan’a sitemim olacak.
Sayın Başbakanım, yıllar önce İstanbul Büyükşehir Belediye
başkanıyken sizinle yaptığım röportajda engelliler konusunda çalışmalarınızdan
bahsetmiştiniz. Başbakan olduğunuzda bu konuya en fazla önem veren hükümet
oldunuz. Ancak, geçen bir hafta boyunca yaptığım yolculuklarda kullandığım
toplu taşıma sistemi aslında değişen birşey olmadığını gösterdi.
Sayın Başbakanım, metrobüs kullanarak Kadıköy’den,
Beylikdüzüne kadar gittim. Metrobüs’e binmek büyük bir sorun. Çünkü kaldırımdan
yaklaşık yarım metre ileride duran bir otobüs var. Metrobüs, Zincirlikuyu’da
aktarma yaptırıyor. Yine kaldırımdan yarım metre ötede duruyor. Ben ortez
kullandığım için zorda olsa inip binebiliyorum, ancak tekerlekli sandalyede
olan bir engelli kesinlikle tek başına inip binemez. Metrobüs duraklarında
çalışmayan veya olmayan asansörleri düşünürsek bir engelli toplu taşıma araçlarını
kullansa bile maalesef indiği duraktan evine gidemez.
İstanbul bir dünya başkenti olarak lanse ediliyor. Ancak
toplu taşıma araçlarıyla bir engellinin seyahat etmesi kesinlikle mümkün değil.
Deniz otobüsü, vapur, otobüs, gibi toplu taşıma araçlarına inmek ve binmek
maalesef çok zor. Metro tüm bu ulaşım araçları arasında en uygun olabilecek
olanı.
Sayın Başbakanım, bunları size anlatmakla olmaz. Sizden tek
ricam 1 gününüzü ayırmanız. Etrafınızda kimse olmadan, benimle birlikte
tekerlekli sandalyeye oturup bir İstanbul macerası yaşayalım. Gelin tebdil-i kıyafet yapalım ve tekerlekli
sandalyede benim oturduğum Kozyatağından, birlikte sadece toplu taşıma
araçlarını kullanarak Beylikdüzüne gidelim. Sonrasında ise yapılacaklara siz karar
verin. Bunları sizden istemek bizim hakkımız. Çünkü Şeyh Edebali’nin sözleri
bizim yolumuzun ışığı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder